17 Kasım 2009 Salı

Şöhret için bu işte değilim


“Doktorlar”ın otoriter Fikret’i, yaz aylarında “Geniş Aile”nin eli coplu Sevim’i olarak izleyici karşısına çıkmaya başladı
Yeşim Ceren Bozoğlu, bu diziyle tırmanışa geçen kariyerini ve yakın vadeli projeleri Hafta Sonu dergisine anlattı.

* Yeşim Ceren Bozoğlu, kendisini birkaç kelimeyle tanımlasa, bunlar neler olurdu?

- Oyuncu, oyuncu, oyuncu! Eğitmen, sinema aşığı, hayvansever. Ve çocuklara biraz fazla düşkün biri...

* “Geniş Aile” dizisinin kadrosuna dahil oldunuz. Sevim karakterinden bahseder misiniz?

- Yazın konuk oyuncu gibi başlamıştım, ama seyirci çok sevince ana kadroya alındım. Sevim, çok zıt özellikleri barındırıyor: Çok dişi bir kadın ama aynı zamanda içinde küçük bir canavar besliyor. Bazen çok psikopat da olabiliyor. Benim sürekli doğaçlama oynamam da farklı durumlar yaratabiliyor.

* Bir dönem Türk sinemasında Neriman Köksal ve Suzan Avcı’lı vamp kadın rüzgarı esmişti. Sizin o boşluğu doldurduğunuzu söyleyebilir miyiz?

- Neriman Köksal değil de Türkan şoray’ın 2010 modeli olmak isterim. Türkiye’de star olarak iki isim var: Müzikte Ajda Pekkan, sinemada Türkan Şoray... Bir Yeşim Ceren Bozoğlu ekolü yaratmanın peşindeyim.

ASKER TORUNUYUM

* Bir gün “Burada olmadı, şansımı yurtdışında deneyeyim” gibi bir karar alabilir misiniz?

- Oyuncu arkadaşlarımızın, “Oscar’ı hedefliyorum” gibi şeyler söylediklerini sıkça görüyoruz. Evet, bir gün Oscar verecekler, biz de gidip alacağız. Cannes’da da ödüller alacağız, bunlar gayet doğal şeyler. O aşağılık kompleksinden bir an önce kurtulmamız gerek! Osmanlı kafasındayım. Cate Blanchett’in Türkiye’de Topkapı Ödülleri gibi bir ödül alıp da “Topkapı Ödülleri’ni almayı çok isterdim” demesi peşindeyim. Türk sinemasının ve Türkiye’deki aktörlük bilgisinin geleceği seviyenin bunu oluşturacağını düşünüyorum. Kendi adıma, hedeflerim arasında okul açmak da, yapımcılık yapmak da, birebir sinema çekmek de var.

* Her projede bambaşka bir karaktere bürünmek, seyircinin o oyuncuyu benimsemesini zorlaştırabilir. Sizin hafızada kalmamak gibi endişeniz var mı?

- Yok. Zaten sinema seyircisi de televizyon seyircisi de bana Yeşim Ceren Bozoğlu eşittir çok iyi oyuncu gibi bir yerden bakıyor. “Bu kız oynadığında başka bir şey seyrediyoruz” dedirtebildim.

* Siz “Devrim” arabalarını yapan mühendis grubun başkanı Emin Bozoğlu’nun torunusunuz. Çekilen filmi nasıl buldunuz?

- Çok cesurca ve çok idealist buldum. Asker torunuyum, ailemde milletvekilleri var ve bununla da övünüyorum. Ailemdeki her birey, kendi bireysel kurtuluşundan çok “Başkalarına nasıl faydalı olurum?”un derdine düşmüştür. Herkesin kendi cebini, kendi hayatını düşündüğü bir ortamda böyle bir hikayeyi çekebilmenin cesaret işi olduğunu düşünüyorum.

KOCAMI GÖREMıYORUM

* Sizi sanata çeken ne oldu?

- Ruhum... 5 yaşındayken kapıcının kızıyla kıyafetimi değiştiriyor, kendimi sokak çocuğu gibi tanıtarak insanlara gazoz ısmarlatıyormuşum. Annem aklını
oynatacak hale gelmiş, çünkü bütün Bağdat Caddesi’yle tanışıyormuşum; ama başka bir isimle! Yani oyunculukla haşır neşir olma sebebim şöhret değil. Aldığım nefesin hakkını en iyi bu yolla verebileceğim için bu işi yapıyorum.

* İş hayatı yoğun peki bu arada evlilik hayatı nasıl gidiyor?

- Kocamı gördüğüm zamanlarda iyi gidiyor! “Sevdaya Durdu Zaman” filmini bitirdim, “Geniş Aile” devam ediyor. Yakında “Hamlet”in de provaları başlayacak.

* Birkaç yıl sonra neler başarmış olacaksınız?

- Cannes’dan “En ıyi Kadın Oyuncu” ödülü almış olurum. Birkaç Altın Portakal’ım olur. Tiyatro ve okulumu da kurarım umarım.

DOĞAÇLAMA FİLM ÇEKTİK

* Amerikalı yönetmen Theron Patterson’ın çektiği “Karabulut” filminden söz eder misiniz?

- Theron Patterson’un çektiği “Karabulut” filmi Türkiye’de bir ilk... Çünkü doğaçlama... Senaryonun ana hatlarıyla oyunculara verildiği, neyi çekeceğimizi, karşımızdaki oyuncunun tam olarak ne söyleyeceğini bilmeden, tamamen doğaçlamayla çekilen bir filmdi. Bu oyuncuyu çok zorlayan bir süreç... Kara komedi türündeki bu filmi açıkçası ben de merakla bekliyorum.Hafta Sonu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder